tarihte kürt filozofları(1)(ZERDEŞT)

kürt filozolar tarihi ve kürt filozofları

tarihte kürt filozofları(1)(ZERDEŞT)

Mesajgönderen admin » Cmt Mar 07, 2009 10:56 pm

KÜRT FİLOZOFLAR 1 - ZERDEŞT (ZERDÜŞT)
Mihemed RONAHÎ
Resim
İnsanın entellüktüel yaşamında en üst aşamadır felsefe. Derinlikli bir uğraştır. Kadim insan, doğaya karşı çaresizliğini felsefe sayesinde yenmiş ve bu günümüze dek gelmiştir. Fakat insanlık antik zamanlardan günümüze değin felsefi problemlerini bitirememiş ve bitiremeyecek de. Çünkü insan olduğu sürece problemler olacaktır ve problemler odukça da felsefe olacaktır. Bu yüzden felsefenin, insanın varoluşsal problemlerine karşı kendi kalkanı olduğunu ifade edebiliriz. Felsefe sayesinde kendini bu problemlere karşı müdafaa etmektedir. Sadece varoluşsal alanda değil aynı zamanda bilişsel, sosyal alanda, varlık ve yoklukta kısaca insan ve insanlığa dair tüm mevzularda felsefe, kendisini sevenlerin önüne ışık saçmakta ve yollarını aydılatmaktadır.

Felsefe, medeniyetlerin ve kavmî kültürlerin en yüksek ifadesi olduğu için, denilebilir ki bütün büyük ve eski kavimler felsefeye ve filozoflara sahip çıkmakta ve onları kendilerine mal etmeye çalışmaktadırlar. Sözgelimi Avrupa o kadar felsefeye sahip çımaktadır ki, insanlarda Avrupalı filozofların dışında filozof olmadığı kanısına yol açmaktadırlar. Hatta felsefeyi kendi antik Yunan medeniyetleri ile başlatırlar. İşin kötü tarafı da dünyanın diğer kavim ve kültürlerine sahip insanlardan buna karşı itiraz çıkmamakta ve onlar da bunu kabul etmektedirler. Örneğin Türkiye'de, milli eğitimin lise müfredatındaki felsefe kitaplarına baktığınızda onların da felsefeyi Yunan'dan başlattığını görüyorsunuz. Ve sadece Türkiye'de değil diğer devletlerde de durum budur. Felsefeyi antik Yunan'dan başlatırlar. İlk fiozoflar olarak da Thales'i, Anaximandros'u ve Anaximenes'i gösterirler. Lakin bu Avrupa'lıların bir kandırmacasıdır. Felsefe Kürdistan'da başlar ve ilk filozof da Zerdeşt (Zerdüşt)'tir. Bunu iddia eden sadece ben değilim, Nietzsche gibi Avrupa'nın en büyük filozoflarından birinin de iddiası bu ve onu ilk filozof olarak kabul eder. Gerçi sadece Nietzsche değil diğerleri de, söze konu olduğunda “filozof Zerdeşt” derler ve fakat felsefeyi de kendi medeniyetlerinde başlatırlar. Eğer Zerdeşt filozof ise ve onların sözkonusu diğer filozoflarından önce yaşamışsa felsefe nasıl Yunan'dan başlayacaktır ki?

Bu konu üzerinde biraz durmak istiyorum. Bu, (ilk filozofun Zerdeşt olduğu konusu) kanıtlanmış bir gerçektir. Doğrusu bunu hiç kimse inkar etme gücüne sahip olamaz fakat Kürtler devletsiz/sistemsiz olduğu için, bilim dünyasında bunu uluslar arası meyanda dile getiremiyorlar ve zaten diğer devletler de buna sahip çıkmıyorlar. Kürtler'in üniversiteleri olmuş olsaydı bu gerçek gibi daha pek çok gerçeklik açığa çıkartılacaktı. Nedir bu gerçeklik? Gerçek şu ki, felsefe yeryüzünde Kürtler'in ataları ile başlar ve ilk filozof da Zerdeşt'tir. Evet Şimdi biz onun fikir ve düşüncelerin geçelim. Berrrak bir biçimde göreceksiniz ki ilk Yunan'lı filozoflar düşüncelerini onun felsefesinden devşirmişlerdir.

Zerdeşt Kürdistan'lı bir filozoftur. Milattan önce altıncı yüzyılda yaşamıştır. Her ne kadar kaynaklarda yaşamı hakkında farklı bilgiler ortaya konuluyorsa da çoğunlukla İran'lı tarihçiler milattan öce 660 yılını onun doğumu olarak kabul ederler. (“İlk filozof” Thales'in doğumu M.Ö 625 olarak kabul ediliyor ç.n.) Urmîye bölgesinde dünyaya gelmiştir. Aslen Med'lidir. Felsefesi çelişkiler üzerinedir. Zerdeşt'e göre hayatta her şey karşıtı ile bilinir. Örneğin iyilik ve kötülük, karanlık ve aydınlık, gece ve gündüz, yoksulluk ve zenginlik, bilgelik ve cehalet gibi. Bunlar birbirinin karşıtıdır ve bunlar arasında sürekli bir savaş vardır. İnsanlar için de aynı şeyi söyler Zerdeşt: İnsanı üçe ayırır: Beden, bilinç ve ruh. Beden elementlerden oluşur. Et ve kemik topraktandır. Ölümden sonra beden, gerçeğine döner ve tekrar toprak olur. Vücuttaki su ve kan da böylece gerçekliklerine dönerler ve tekrar su olurlar. Nefes de havadır ve o da gerçekliğine kavuşarak hava olur. Ruh, bedenin hareketine yol açar. Bilinç, ruhun dönüşümüne ve hesap gününde hesaba sebebiyet verir. Öldükten sonraki yaşamda, insan ne eylemişse bu hayatta, bilinç vasıtası ile o insanın önüne çıkar. Eğer erkek iyilik yapmışsa, onun o iyiliği güzel ve genç bir kıza dönüşerek onun önüne çıkar. Kötülük yapmışsa, o kötülüğü oldukça çirkin bir kızın suretiyle karşısına çıkar. Aynı şey kadınlar için de geçerlidir. İyilikleri genç ve yakışıklı bir erkek olarak karşılarına çıkar, kötülükleri de kirli, pis ve şapşal bir adam olarak karşılarına çıkar. Beden ile birlikte bilinç de ölür. Ruh bedenden farklı olarak element değildir. Ahura Mazda'dandır ve ölümsüzdür. Sonuçta o da Ahura Mazda'ya dönerek gerçekliğine kavuşur.

Zerdeşt'in bu ifade ettiklerinden hareketle diyalektik düşüncesinin babasının Zerdeşt olduğunu net bir biçimde iddia edebiliriz. Lakin günümüz müfredatında diyalektiğin babası olarak Yunan'lı Herakleitos(M.Ö 540-480) gösterilir. Doğrusu Zerdeşt Herakleitos'tan yüzyıl önce diyalektikten bahsetmiştir. Zerdeşt'in bu düşüncelerini Mezopotamya'dan antik Yunan'a taşımışlar. Sadece diyalektikte değil, Zerdeşt kendi felsefesinde ateşe büyük bir önem verir ve ona göre ateş güneşten bir parçadır, bizzat Ahura Mazda'nın da ruhudur. Zerdeşt'e göre ateş yaşamın çeşmesidir ve kutsaldır. Zerdeşt sadece ateşe değil suya, toprağa ve havaya da büyük bir önem verir. Onun bu düşünceleri, yine antik Yunan'ın ilk doğa filozofları tarafından kullanılır. Sözgelimi Herakleitos hem diyalektik düşüncesini hem de ateşin kutsallığı düşüncesini Zerdeşt'ten alır. Thales bu öğelerden sadece suyun, Anaximenes havanın üzerinde durmuş, Empedokles bunlara toprak öğesini de ekleyerek bunları ilk element/töz olarak kabul etmiştir.

Yukarıda açık bir biçimde ortaya koyduğumuz gibi Yunan'lı filozoflar Med'li Zerdeşt'ten etkilenmişlerdir. Bu konuda pek çok eser ve kaynak vardır. Tüm kaynaklar Zerdeşt'i ilk filozof olarak gösterir, ilk felsefeler ve ilk filozofların düşünceleri onun tarafından ortaya konulmuştur. Fakat bugün sadece Zerdeşt ve onun felsefesi değil, Kürtler'in bütün değerleri ve yüksek edimleri ortadan kaldırılmıştır. Eğer Kürtler bugün bir devlet/sistem sahibi olmuş olsalardı Kürtler'in, uygarlığının kurulmasında en önemli rolü oynadığını herkes görecekti. Çünkü Kürd'ün anayurdu, kültür ve medeniyetin beşiğidir. Bugün inkar edilse, kültür ve tarihlerine yaşam hakkı tanınmasa bile Kürtler'in ataları bugünün dünyasının teşekkülünde öncelikli rol oynamışlardır.

Bu yazımdan başlamak suretiyle her çalışmamda ayrı bir Kürt filozof üzerinde duracağım ve o zaman siz Türk, Arap ve Fars olarak kabul edilen pek çok filozofun Kürt olduğunu göreceksiniz. Bence bu çalışma Kürt düşünce ve felsefesinin de sınırlarını ortaya koyacaktır.

Çeviri: Adnan FIRAT

__________________________________________

FİLOZOFÊN KURD 1 - ZERDEŞT
Mihemed RONAHÎ

Di jiyana mirovan ya entellektuelî de asta herî bilind felsefe ye. Felsefe xebateke derûnî ye. Mirovê kevnar neçariya xwe ya li hember xwezayê bi arava felsefeyê têkbiriye û hatiye vê demê. Lê mirovan ji demên kevnar heya îro, hê pirsgirêkên xwe yên felsefî neqedandine û dê neqedînin jî. Lewra heya mirov hebe pirsgirêk dê hebin û heya pirsgirêk hebin felsefe dê hebe. Ji ber vê yekê meriv dikare bêje felsefe mertalê mirovan yê li hember neçariya wî ya heyînî (ontolojîk) ye. Bi arava felsefeyê xwe ji van pirsgirêkên heyînî diparêze. Ne tenê di warê heyînî de, di heman demê de di warê zanînê de,di warê civakê de di warê hebûn û tunebûnê de kurta qisê di hemû warên di derbarê mirovan û mirovahiyê de felsefe şewqê dide pêş hezkiroxên xwe û rêya wan ronî dike.

Ji ber ku felsefe asta şaristanî û çanda netewan ya herî bilinde,hema bêjin hemû netewên mezin û kevnar li felsefe û fîlozofan xwedî derdikevin û wan ji xwe re dihesibînin. Serqisê ewrûpayê îro hingî xwe li felsefeyê kiriye xwedî,gava behsa felsefeyê tê kirin meriv dibêje qey ji fîlozofên ewrûpayê bêtir tu fîlozof dernektine li dereke din. Heta felsefeyê jî bi şaristaniya xwe ya kevnar a yewnanan didin destpêkirin. Ya xirab jî tu zana û entellektuelên cîhanê yên netewên din jî li hember vê yekê deng nakin û ew jî dipejirînin. Wekmînak li Tirkiyê gava hûn li kitêbên ciwanên lîseyî dinêrin,perwerdehiya neteweyî ya Tirkiyê di mufredata lîseyan ya felsefeyê de,felsefeyê ji yewnanan dide destpêkirin. Ne tenê li Tirkiyê weka ku me li jor jî got li dewletên din jî rewş wisa ye. Felsefeyê ji yewnana kevnar didin destpêkirin. Fîlozofên ewil jî wek Thales, Anaximandros, Anaxsimenes didin naskirin. Lê ev xap a ewrûpayîyan e. Felsefe ji mezopotamyayê destpêdike û fîlozofê ewil jî Zerdeşt e. Vê yekê ne ku ez dibêjim fîlozofê wan ê herî navdar Nietzsche jî dibêje û dipejirîne. Ne tenê Nietzsche hemû ji Zerdeşt re dibêjin “Zerdeşt fîlozof e” lê felsefeyê ji şaristaniya xwe didin destpêkirin. Ma dema ku Zerdeşt fîlozof be û beriya van fîlozfên wan ên ewil jiya be çawa felsefe ji yewnanan destpê dike?

Ez dixwazim niha li ser vê mijarê rawestim. Ev yek rastiyeke misoger e. Birastî tu kes nikare vê rastiyê înkar bike,lê ji ber ku dewleteke Kurdan tuneye Kurd nikarin di warê zanistî de bi awayekî navnetewî xwe bînin ziman û tu dewletek din jî li vê rastiyê xwedî dernakeve. Heke zanîngehên Kurdan hebiyana gelek rastiyên dîrokî yên weka vê rastiyê derketa holê. Çiye ev rastî? Rastî ev e ku, li ser rûyê cihanê felsefe bi bav û kalên Kurdan destpêdike û fîlozofê ewil jî Zerdeşt e. Niha em dê fikr û ramanên wî,felsefeya wî pêşkeş bikin. Hûn dê bi awayekî zelal bibînin ku fîlozofên yewnanan yên ewil fikrên xwe ji ber felsefeya wî stendine.

Zerdeşt fîlozfekî Kurdistanî ye. Beriya zayînê li dora şesedî jiyaye. Digel ku di warê jiyana wî de gelek dîrokên cuda tên nîşandan jî,bi pirranî dîrokzanên îranî jiyana wî di 660 ê berê zayînî de dipejirînin. Li herêma urmiyê ji dayik bûye. Bi eslê xwe medî ye. Felsefeya Zerdeşt li ser nakokiyan e. Li gorî felsefeya Zerdeşt di jiyanê de her tişt bi dijraberê xwe tê nasîn. Wekmînak baş û xirab,tarîtî û ronahî,şev û roj,hejarî û dewlemendî,zanayî û nezanî. Dijraberê hev in û di nava wan de her tim şer heye. Li ser mirovan jî wisa dibêje Zerdeşt. mirovan dike sê beş: Laş, hiş, giyan (rih). Laş: Laş ji elementan pêk tê. Goşt û hestî ji axê ne. Piştî mirinê, laş li rastiya xwe vedigere û car din dibe ax. Xwîn û ava di laş de jî herweha li rastiya xwe vedigerin û car din dibin av. hilm ji hewayê ye. Piştî mirinê ew jî li xwe vedigere û dibe hewa. Giyan dibe sedema tevgera laş. Hiş: Hiş dibe sedema înkarnasîyonê û hesabê roja paşîn (qiyametê). Di jiyana piştî mirinê de, mirov çi kiribe, bi rêya hiş ew tişt derdikevin pêşiya mirov. Heke mêr başî kiribe, başiya wî dibe beden û dikeve şiklê keçikeke ciwan û rind û derdikeve hemberî wî. Heke xerabî kiribe, ew xerabî jî dibe beden û dikeve şiklê keçikeke gelek ne xweşik û derdikeve hemberî wî. Ji bo jinan jî heman tişt dibe. Başiya wan di bedena xortekî ciwan û rind de, xerabiya wan jî di bedena xortekî gemar, pîs û şindokê mêran de derdikeve hemberî wan. Bi laş re hiş jî dimire. Giyan: Ew ji bedenê cudatir e û ne element e. Giyan ji Ahura Mazda ye û nemir e. Roja dawî, ew jî li rastiya xwe vedigere û dibe Ahura Mazda.

Li gorî van gotinên Zerdeşt bi awayekî gelek zelal em dikarin bêjin ku ramana diyalektîkê bi Zerdeşt destpê dike. Lê di mufredata îroyîn de bavê diyalektîkê wek Herakleitosê yewnanî tê nîşandan. Ya rastî Zerdeşt sed sal beriya herakleitos behsa diyalektîkê kiriye. Van ramanê Zerdeşt ji mezopotamyayê barî yewnana antîk kirine. Ne tenê mijara diyalektîkê,Zerdeşt di felsefeya xwe de cîhekî bi tayibet dide agir jî li gorî wî agir ji rojê perçeyek e û giyanê ahura Mazda bixwe ye. Li gorî Zerdeşt agir kaniya jiyanê ye û pîroz e. Ne tenê agir,Zerdeşt girîngiyeke mezin dide avê,axê û bê jî. Van ramanên wî jî dîsa li yewnana kevnar ji aliyê fîlozofên ewil yên xwezayê hatine bi kar hanîn. Serqisê herakleitos him diyalektîkê him jî ramana pîrozweriya êgir ji Zerdeşt digire. Thales ji van xalan tenê li ser avê disekine. Anaxsimenes li ser hewayê disekine. Empedokles ax jî daye ser van xalan û ew jî wek elementa ewil pejirandiye.

Li gorî ku me li jor jî diyar kir,bi awayekî eşkere fîlozofên yewnanî ji Zerdeştê medî bandor girtine. Di vî warî de gelek behrem û çavkanî hene. Hemû çavkanî jî nîşan didin ku Zerdeşt fîlozofê ewil e û felsefe û ramanên fîlozofên ewil jî yekem car ji aliyê wî ve derketine holê. Lê îro ne tenê Zerdeşt û felsefeya wî, hemû nirx û serbilindiyên Kurdan ji holê hatiye rakirin. Heke îro netewa Kurd xwedîdewletek biya dê bihata dîtin ku Kurdan di avabûna şaristaniya cîhanê de rola herî girîng leyîstine. Lewra welatê Kurd ango Mezopotamya dergûşa çand û şaristaniyê ye. Her çiqas îro werin înkar kirin û tu mafê jiyanê ji çand û dîroka wan re neyê naskirin jî,bav û kalên Kurdan teşe dane şêwaza cîhanê ya îroyîn.

Ez dê bi vê nivîsê re destpê bikim û her carekê li ser fîlozofekî Kurd rawestim hûn dê wê demê bibînin ku gelek fîlozofên ku Tirk û Ereb û Ecem lê xwedî derketine birastî Kurd in. Ev xebat li gorî min dê sînorê raman û felsefeya Kurdan jî dê bide nîşandan.

heridan.com/kaynak diyarbakır haber
Wêngu Rêngî Hêrîdonî
Kullanıcı avatarı
admin
Mesaj Panosu Yöneticisi
 
Mesajlar: 211
Kayıt: Çrş Oca 28, 2009 11:30 pm
Konum: yönetici

Dön kürt filozoflar 1-zerdeşt

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 3 misafir