Arkasında milyonlarca yaralı, moloz yığını haline gelmiş kentler 52 milyon ölü, acı ve gözyaşı bırakan 2. Dünya Savaşı 1 Eylül 1939 günü Nazilerin Polonya'yı işgaliyle başlamıştı.
Bu 2. Büyük Emperyalist Paylaşım Savaşında yaşanan vahşetin ve trajedinin bütün insanlığa ders olması için Birleşmiş Milletler tarafından "Dünya Barış Günü" olarak ilan edilen 1 Eylül, bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de çeşitli etkinliklerle kutlanmaktadır.
İçinde bulunduğumuz bu günlerde de dünyanın birçok bölge ve ülkesinde yaşanan çatışmalar, savaşlar insanlığın geleceğini tehdit etmekte ve insanın en temel evrensel hakkı olan yaşama hakkını elinden almaktadır.
Küresel eşitsizliğin ve sömürünün yarattığı yoksulluk, yoksulluğun getirdiği açlık, açlığa eklenen savaş ve çatışmalar, yaşamı çekilmez kılmaktadır.
Dünyamızda şu anda pek çok yerde savaşlar olmaktadır. Birçok insan ölmekte ve yaralanmakta; onların yakınları ise büyük acılar yaşamaktadır.
Tüm bunlar barışın ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaktadır.
Dünyada barışın mutlak şekilde hakim kılınabilmesi ve insanların bir arada ve barış içinde yaşaması için tüm devletlerin ve uluslararası kuruluşların çaba göstermeleri gerekmektedir.
Dünya Barış Günü kutlamaları yaptığımız bu günlerde ülkemizde içerisinde barışın, demokrasinin de geçtiği bir tartışma yaşanmaktadır.
AKP iktidarı "Kürt açılımı", Barış süreci “Demokratik açılım" diye değişik ifadelerle adlandırdığı bir süreci başlatmıştır. Bu süreç, tartışmalardan ibaret kalacak, yani dağ fare doğuracaktır.
Benim düşüncem budur.
Çünkü AKP iktidarının niyetleri konusunda bir güvensizlik oluşmuş durumdadır.
7 yıldır iktidarda olan AKP'nin ne parti programında ne de hükümet programında kürt sorununun çözümüne ilişkin hiçbir görüşün yer almaması, güvensizliğin temel maddi nedenidir.
Bugün bu konuyu gündeme taşırken bile bir önerileri yoktur.
Bu konuyu aniden gündeme getirmeleri, ABD'nin Ortadoğu politikalarına destek olmak amacıyla mı, yoksa talan edilen devlet hazinesinin önümüzdeki dönemde karşılaşacağı zorlukları perdelemek amacıyla mı veya işçilerin işsizlik fonundaki tasarruflarının gasp edilmesini gizlemek amacıyla mıdır?
İrdelenmesi gereken budur. AKP'nin yaptığı "kürt açılımı" kurnazlığı ise; kendisinin bu konuda somut bir planı olmadığı halde muhalefetten sürece destek için açık senet istemesidir.
Biz; Heridan halkı olarak özgürlük, eşitlik, dayanışma, her alanda fırsat eşitliği, herkese aynı oranda insan hakları mücadelesini yürüten insanlar olarak iktidarı samimi olmaya,varsa ortaya projelerini koymaya çağırıyoruz.
Şu bilinmelidir ki; böyle ciddi konular sadece kamuoyunu oyalamak için ortaya atılamaz. Yine bilinmelidir ki; tarih böyle davrananları asla affetmez.
Biz heridanlılar olarak savaşlara savaş açtık.
Yaşasın Barış ve Kardeşlik.
Yaşasın 1 Eylül Dünya Barış Günü.