1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

10-Ekim-1922-Şeyh Mahmud Berzencî ayaklanması

MesajGönderilme zamanı: Sal May 29, 2018 12:38 am
gönderen admin
Resim
Şeyh Mahmud Berzencî ayaklanması
10 Ekim 1922′de kurduğu Güney Kürdistan Hükümeti’nin Kürdistan Kralı olarak ilan ettiği Şeyh Mahmud Berzencî, 9 Ekim 1956′da Bağdat’ta hayata gözlerini yumdu. Güney Kürdistan’ın önde gelen Kadirî tarikatı mürşitlerinden Şeyh Ahmed’in torunu olan Şeyh Mahmud, Birinci Dünya Savaşı’nın sonlarından itibaren çalkantılı bir politik süreç yaşadı ve bağımsız bir Kürdistan için sık sık başlattığı isyanlarla adından söz ettirdi. Karizmatik kişiliği ve politik kimliğiyle tanınan Kürt lider, Kürt kenti Kerkük’ün İngilizler tarafından işgali sonrası bir Kürt delegasyonu oluşturarak İngilizlere, 7 Nisan 1918′de birçok Kürt liderinin imzladığı ve Kürt bağımsızlığını vurgulayan bir muhtıra sunmuştu. Bu muhtıra ertesinde çeşitli müzakereler ve girişimler sonrası 1 Kasım 1918′de Britanya Hükümeti adına Binbaşı E. M. Noel, merkezî hükümetin kararıyla Kürdistan Hükümdarı olarak ilan edilen Berzencî’yi tanıdıklarını deklere etti. Çok geçmeden dünya siyaset dengelerinin değişmesi ve Dünya Savaşı galiplerinin çıkarlarının çakışması neticesinde Britanya, Kürt politikasını yeniden gözden geçirince Berzencî ile İngilizler arasında sorunlar çıkmaya başladı. 22 Mayıs 1919′da İngilizlere karşı isyan başlatan Berzencî, Süleymaniye’deki İngiliz birliklerini esir alarak Bağımsız Kürdistan Hükümeti’ni ilan etti.
Hükümetin ilanı sonrası İngilizlerle kıyasıya bir çatışmaya giren Berzencî, 12 Haziran 1919′da Derbendî Bayzon Savaşı’nda yaralanarak esir alındı ve Bağdat’a götürüldü. Burada yargılanarak idam cezasına çarptırıldı. Londra Hükümeti tarafından ölüm cezası onaylanmayınca arkadaşlarıyla birlikte Hindistan’a sürgüne gönderildi. Fakat taraftarları Amediye, Akra, Musul ve Kerkük’te gösterilerde bulunarak, Şeyh Mahmud adına eylemler yapmaya başladı. Kürtlerin bu eylemleri Güney Kürdistan’ın Irak’a bağlanmasını engelleyemeyince İngiliz askerlerine yönelik saldırılar başladı. İngilizlerin sert müdahalelerine karşılık Kürtler, subaylara suikastler düzenleyerek iki yıl içerisinde otuza yakın İngiliz yetkili öldürdüler.
Araplar ve Kürtler arasında çatışmaların sertleşmesi üzerine Ekim 1922′de Şeyh Mahmud, sürgünden geri getirilerek kendisine bazı yetkiler verildi. Şeyh Mahmud Berzencî, 10 Ekim 1922′de 7 bakandan oluşan bir kabineyle hükümet kurduğunu ilan etti. Resmî olarak Hikûmeta Cenûbî Kurdistan olarak geçen özerk yönetim, yargı ve yürütme organlarını ve halk meclisini aynı gün içerisinde açtı. Süleymaniye’yi başkent, Şeyh Mahmud Berzencî kral ve hükümet başkanı ilan eden meclis, Kurdistan adıyla bir resmî gazete yayımladı. Bütün bunlar olurken, Sadiq Qadirî, Ehmed Behced Efendi, Elî Efendi Bapîr Axa, Faik Arif Bey, Hecî Axayê Fethullah, Yüzbaşı İdham Bey, Refiq Hîlmî Bey, Salih Qeftan, Şêx Muhammed Gulan, Şukrî Alaka (Hristiyan Cemaati temsilcisi) ve Tevfiq Bey gibi isimlerle Cemaata Kudistana Mezin (Büyük Kürdistan Cemiyeti, bazı kaynaklarda Kürdistan Derneği olarak da geçmekte) adlı bir cemiyet kurdular. Mustafa Paşa Yamulki’nin başkanlığını yaptığı bu cemiyetin esas amacı Berzencî hükümetini desteklemek ve bağımsız Büyük Kürdistan Devleti’ni kurmaktı. Bu faaliyetler çerçevesinde 2 Ağustos 1922’de Kürtçe, Türkçe ve Farsça yayın yapan Bangî Kurdistan adlı bir gazete de çıkarılmaya başlandı.
30 Nisan 1923′te İngiltere ile Irak arasında protokol imzalanınca İngiliz Hükümeti, Güney Kürdistan Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya ve Güney Kürdistan’ı nihai olarak Irak’a ilhak etmeye karar verdi. Irak ordu kuvvetleri, İngiliz Kraliyet Hava Kuvvetleri’nin desteğiyle 19 Temmuz 1924′te Süleymaniye’ye girdi, Berzencî birlikleriyle birlikte dağlara çekilmek zorunda kaldı. 19 Ocak 1927′de ‘İran-Irak sınırında bulunan Piran köyünde oturacağını ve artık Irak Hükümeti’ni rahatsız etmeyeceğini’ taahhüt ettiği bir sözleşmeye imza attıysa da Irak ordu birliklerine yaptığı saldırılarla sıkça peşine düşülen Berzencî, 4 Kasım 1930′da tekrar ayaklanma başlattı. Ayaklanmanın kanlı bir şekilde bastırılması neticesinde Berzencî, tutuklanarak Irak’ın güneyine sürüldü. 1941 yılına kadar sürgünde ağır koşullarda yaşayan Berzencî, daha sonra Bağdat’a yerleşti ve 9 Ekim 1956 yılında burada yaşamını yitirdi.