gönderen azad_26 » Cum Eyl 17, 2010 6:53 pm
Resulullahın S.A.V şeriatından( islam şeriatı) bilgisi olanlar veya az bilgiye sahip olanlar, az çok fetullah gülenin nasıl biri olduğunu bilirler.
Ancak Şeriattan bihaber olanlar bilemezler.
Bir bütün olarak t.c.nin islama karşı olan yasalarını burada tek tek yazamam ancak bir kaç örnek vereyim ve akabinde fetullah gülenin t.c. yasaları ile uyumunu kendi ağzından size aktarayim.
Karar araştıran ve sağlıklı düşünen insanlara aittir.
Şeriat hükmünde:
1.Aklı selim bir kimse tapulu malından mülkünden bir kısmını veya tümünü 2 tane aklı selim er. şahidin huzurunda bir başkasına karşılıksız veya cüzzi bir para ile hibe ederse hibe eden kişinin o mülk üzerinde hiç bir hakkı kalmaz.
Malını hibe eden kişi bir süre sonra sözünden cayar ise "ben böyle bir şey demedim" der ise,mağdur kişi t.c.nin adaletine baş vurduğu zaman yasalar karşısında haksız duruma düşer.
Çünkü hibe ile beraber mülkün tapusunu malını ona hibe eden kişiden almamıştır.
oysa İslam Şeriatında şahitlerin huzurunda kişinin verdiği söz tapu gibidir yeterlidir diyor.
Şahitlerin huzurunda verilen söz ile mülk taposuyla beraber karşılıksız olarak hibe edilen kişiye verilmesi lazım
2.miras paylaşımı:
Miras paylaşımında Allahın emri kesindir babadan kalan mirasın 3'te 2'si erkeğin(oğul) 3'te 1'i kadınındır(kız)
t.c. yasaları bu hükmü tanımıyor miras paylaşımında %50 diyor yani yarı yarıya eşit hak veriyor.
Farz edelim aile Allahın emrine göre kadına (kız) mülkün3'te 1'ini verecek olursada kadında buna karşı çıkarsa ki çıkılıyor bunun yüzlerce hatta binlerce örneklerini adliyelerde tespit edebilirsiniz,böyle bir durumda Allahın hükmüne karşı çıkan Allah muhafaza dindende çıkmış olur.
Dolayısı ile t.c. devleti kendi vatandaşını kendi yasaları ile dinden çıkarıyorda diyabiliriz.
3. İslamın beş(şart) farzından olan ramazan ayında uruç tutmak:
Allah ayı görün uruç tutun ayı görün bayram edin emri kesindir.
t.c.yasaları ise bu farziyeti vatandaşlarına ay zamanı degilde takvim tarihi ile dayatıyor dolayısıyle dünya müslümanlarının çoğu kez oruçlu geçirdikleri gün t.c. vatandaşlarının bayram ettiğini görüyoruz,tıpkı bu sene gibi.
(2010 yılı t.c. vatandaşlarının ramazan ayında tuttukları oruç bir gün eksik çünkü ay görülmedi)
bazende tam tersi olabiliyor bu durum,dünya müslümanları ayı görüp bayram ederken t.c. vatandaşları oruç tutyor,oysa bayram günü oruç tutmak haramdır.
Konu ile ilgili bir t.c. devletinde yaşıyan birçok kişi "bize ne arapların orucundan veya bayramından" diyerek Allahın emri olan ayı görün oruç tutun ayı görün bayram edin emrini yok sayarak t.c. sistemine olan bağlılıklarını dile getiriyorlar.
Oysa İslam tüm insanlığa geldi, kimi ırklara değil, özellikle coğrafi olarak t.c. devletine yakın olan devletlerde uruç tutluyorsa yani ay görülmemiş ise t.c.de kendi halkına bayram ettiriyorsa
Allah affetsin başka birşey diyemeyiz
(yukarda sözü geçen devletler bütçeden pay ayırıp ayı takip etmeleri için güvenilir memurlar tayin etmiş devletlerdir isimlarini yazmadım tahmin edebilirsiniz)
Örnekleri fazlalaştırmak bir şeyi degiştirmez dolayısiyle mevcut t.c. yasaları Şeriat kanunlarını yok sayıyor, fetullah gülenin ise yasalara ve düzene karşı tutumunu hepimiz biliyoruz defalarca kendisi deklere etmiş ve mevcut t.c. sistemine uyulmasını ve ona boyun egmemizi istiyor.
Mevcut sistem ile fetullah gülen ilişkisine bir bakalım..
fetullah gülen, 1970'lerde t.c. sisteminin muhalifleri olan nurcular'dan ayrılmaya ve kendi cemaatini kurmaya başladı.
1977 yılında Yüksek İslam Enstitülerinde protesto amaçlı boykotlar baş gösterdiğinde fetullah gülen ise, "İslam'da boykot yoktur" diyerek müslümanların direnişini kırdı.
Bunun yanı sıra sürekli olarak “anarşistleri ve teröristleri devlete bildirmeyenlerin Allah katında sorumlu olduğu”nu dillendirdi.
Öte yandan sisteme muhalif Nurcular'dan Zübeyir Gündüzalp ile Avukat Bekir Berk, Alpaslan Türkeş'i eleştiren bir broşür yayınladıklarında fetullah gülen bunlara karşı çıkarak Türkeş’i sahiplendi.
1978'de bu cemaatin yayın organı 'Sızıntı' dergisini çıkardı.
12 Eylül gelip de cunta yönetime el koyduğunda fetullah gülen hem darbeyi hem de sonrasında cuntacıbaşı kenan evren ve asker arkadaşlarının hazırladığı “82 Anayasası”nı destekledi.
Yani hemen her zaman olduğu gibi devletten yani mevcut sistemden yana tavır aldı. Sızıntı dergisinde askerleri öven yazıları çıktı.
1983'te yapılan genel seçimlerde fetullah gülen, cemaatinin, Anavatan Partisi’ni desteklemesini sağladı.
Karşılığında ise Özal’dan çok büyük bir destek gördü.
1988'de Yeni Ümit dergisini çıkardı ve başyazılarını bizzat kendisi yazdı. 1989' un Ocak ayında İstanbul Üsküdar'daki
Valide Sultan Camii'nde seri vaazlarına başladı.
1994 yılından başlayarak fetullah gülen, medyanın önüne çıkmaya başladı.
Ama özellikle ordu ve sistemin derin odaklarıyla çelişmemeye ve çatışmamaya, onlardan taraf olmaya ya da tarafmış gibi görünmeye özen gösterdi.
26 Mayıs 1995’te Türk Ocakları Vakfı'ndan 'Nihal Atsız' ödülünü aldı.
Aynı yılın 1 Temmuz'unda Mehmetçik Vakfı'na bağışta bulundu.
25 Temmuz'da ise Mehmetçik Vakfı'ndan teşekkür beratı aldı.
Ordunun 28 Şubat darbesini savundu ve Erbakan’a karşı tavır aldı.
Fakat tüm bu çabaları yetmedi.
1999 yılına gelirken kendisine dönük yönelimlerin olacağını gören gülen, bu yılın Mart ayında, bazı röportajlarında
ilişkilenmeyi açıkça savunduğu ABD’ye gitti ve hala da orada yaşıyor.
Geçmişte gerçek müslüman ve yurtsever demokratların dışında, faşist türkeş'ten, cuntacıbaşı evrene kadar totaliter sistemin bekçileri olan herkese destek veren fetullah gülen, tüm gücüyle 2003 yılından bu yanı iktidarda olan a.k.p nin yanında yer alıyor.
Son olarak gazze'ye yardım götüren filo'ya israil tarafından saldırı düzenlendi ve aynı saldırıda bir çok insan hayatını kaybetti.
F.Gülen ise A.b.d.'den hemen şu mesajı gönderiyordu "İsrail otoritesinden izin alınması gerekiyordu" yani o yardım filosunda israil saldırısına oğrayıp hayatlarını kaybedenler bir hiç oğruna ölmüşlerdir demek istiyordu açıkçası..
Gazze Filosuna ilişkin açıklamalarının içeriği ve zamanlaması bizleri şaşırtmamıştır.
F.Gülen siyasi hayatı boyunca bu türden manidar ifşaatları defaatle yapmıştır.
Başörtüsü eylemlerinde, "tesettürlerin içerisine erkekleri sokmuş";
Birinci körfez savaşı esnasında "İsrailli çocuklar için ağlarken,başta Halepçe olmak üzere Kürdistan'da katledilen özellikle masum Çocuk, Kadın ve Erkekleri unutmuştur; hadi diyelim F.Gülen açısından bir bütün olarak Kürtler "terorist" peki Hizbullah ve Hamas için söylediklerine ne demeli...!!
11 Eylül saldırılarından sonra dünyanın gündeminde Afganistan'a müdahalede, Georges Bush ve Ariel Şaron varken, "dünyada en nefret ettiği kişinin Üsame b. Ladin olduğunu" vurgulayıp, Ahmed Yasin'in öldürülmesinden birkaç gün evvel "Hamas ve Hizbullah'ın terör örgütü olduklarını" açıklayagelmişti!
İslam (haşa)insana uymaz,inanan bir insan tüm yaşantısını İslama uydurmak zorundadır gerek devletler gerek milletler
İslam dinini kabul etmiş ise ona uymak zorundadırlar.
Çünkü islam herşeyin üzerindedir.
fetullah gülenin türk İslam sentezi fikirleri ile, gerçek yüzünü ortaya koymuştur. bu yüz FAŞİZİM'in yüzüdür
İslam kesinlikle bir ırkın yada kabilenin din'i degildir, çünkü İslamın ırkı olmaz..
Son bir not:dünyada şeriat hükmü ile yönetilen hiç bir ülke yoktur o ülkelerde yaşayan müslümanlar vardır.
selamlar saygılar